Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NEFİS BİLİNCİ

 Nefis bastırılmamalı, bilinçlendirilmelidir. Bunun için, deneyim ve gözlem süreçleri yaşayarak gerekli tecrübeler kazanmak ve yaşama aktif bir biçimde dahil olmak gerekir. Varlığın, hareketlerini kontrol altında tutması önemlidir, fakat bu kontrolün korku ya da baskı kalıplarıyla yapılmasıyla, idrakli bir biçimde, deneyime dayalı, öz kontrolü gelişmiş bir biçimde yapılabilmesi arasında büyük fark vardır. Gelişmiş bir varlık, bu denetimi bilinçli ve idrakli bir biçimde sağlayabilendir. Bunun göstergesi de, varlığın düşüncelerinin ve eylemlerinin örtüşmesidir.   Dengeli bir yaşam sürmek ve anda kalabilmek birçoğumuzun ulaşmaya çalıştığı idealidir. Bu iki kavram birbirinden ayrı değildir ve hatta bunlara ek olarak nefsi bilinçli bir şekilde kontrol etmenin, bu oluş halleri üzerine bağlayıcı ve sürekli kılıcı etkilerini de göz önünde bulundurabiliriz. Nefis, deneyimlerle ve bu deneyimlere dair elde edilen çıkarımlarla aşamalar kaydedebilen bir olgudur. Bu da demek oluyor ki,...

BİRLİĞİN BENLİKLERİ

Yaşamsal realiteler içerisinde, varlıklara dair gözlemlenen tüm ayrılıklar, Yaratan'ın enerjisinin farklı benlikler yoluyla tezahür etmesinden kaynaklanır. Yani, bütünün ayrık ve çatışma halinde görünmesinin ana sebebi, madde illüzyonunda, logosun, doğası gereği yarattığı katalizörler sayesinde, etkileşime girerek birbirini dönüştürmesi ve tamamlaması gereken benliklerdir. Kolektif denilen organik tanrısal yapı, bu benliklerin beslendiği ve birlikte oluşturduğu bilinçdışı bileşkesidir. Bu yüzden, düşüncenin form bulmuş hali olan beşer, birbirinden ayrı değildir, karşısındakine bakınca kendisini görür, aynaya bakınca Yaratan'ı görür. Tekamül düzeyimiz olan üçüncü yoğunluk derecesi, bu benliklerin dönüştürüldüğü ve sevgi uygulamalarının yapıldığı evrim düzeyidir. Bu dönüşüm ise ancak bilgiyle, akıl ederek, sorgulayarak ve nefsi, deneyimler yoluyla bilinçlendirerek sağlanabilir. Tekamül süreçleri, bu ayrılıkları gidermek üzerinedir. Yaşanılan deneyimler ve bu süreçlerde elde edile...

GÜVEN DUYGUSU

Sizi güvende hissettirmesi gereken şey malınız, mülkünüz, gücünüz ya da mevkiniz değil, eriştiğiniz yüksek bilinç ve geliştirdiğiniz vicdanınız olmalıdır. Madde illüzyonu yıkılır, dağılır ve yenilenir. Realiteler geçicidir ve salt güven hissi sadece bir yanılsamadır. Maddesel unsurlarla etrafınızı çevreleyebilir ya da inanç kalıplarınız içerisinde sorgulamadan, huzurlu, hazlarla dolu bir ömür geçirebilirsiniz. Bu kısır döngüler sizi, sahte bir güven hissinin ötesine geçiremeyecek ve konfor alanınızdan çıkmanızı engelleyerek, tekamülünüzü negatif yönde etkileyecektir. Yaşamsal realiteleri ulaşılacak birer amaç değil, üst bilince erişmek için kullanılıp geçilecek birer araç olması gerektiği ve mutlak güven hissinin erişmeye çalıştığınız özünüzde, Mutlak olan Yaratan'ı arayışınızda olduğunu anımsayabilirsiniz. Gece suladığınız ekinlerinizi, sabah uyanınca sapasağlam, yerinde bulabileceğinizin garantisini kim verebilir?  Etrafınızı ördüğünüz, size güven ve güç veren maddesel unsurlara ...

DOGMA

Bilincin genişlemesi ve yükselmesi, dogmaların çözümlenmesi ile paralel gerçekleşir. Sorgulanmamış sabit düşünceler ve katılıklar ortadan kalkmaya başlayınca, varlığın davranışları yüksek benliğine, özüne daha da yakınlaşır ve uyumlu hale gelir. Anda olan Yaratan'a yakınlaşmanın, geçmiş ve gelecek imgelerinin büyüsel tesirlerinden uzaklaşarak, meditatif, duru bir zihne sahip olabilmenin yolu bu kalıpları kırmaktan geçer. İdrakli varlık, tekrarlayan döngülerin ötesine sorgulayarak ve sağlıklı neden-sonuç ilişkileri kurarak geçebilir. Varlığın kendini bilebilmesi ve içindeki tanrısallığı keşfetmesi süreci bu şekilde işler. Teoride, kendimize ne kadar çok 'neden' sorusunu korkmadan sormayı başarabilirsek, pratikte bir o kadar aşama kaydeder, bilincin hamlığını giderebilir ve varoluşa dair farkındalık kazanabiliriz. Her ne kadar kendimizi aşkın bilinç halleri içerisinde hayal etsek de pek çoğumuz sorgulanmamış kalıplardan oluşturduğumuz türlü zırhlarla etrafımızı çevirmekte old...

UYAN

 Bir varlığa ya da topluluğa hitaben söylenen 'artık uyanın!' ya da 'ne zaman uyanacaksınız?' tarzı cümleler, hitap edilen varlıkların realitelerine saygısızlıktan başka bir şey değildir. Her varlık bir diğerine göre farklı evrim aşamasında ve ihtiyacında olabilir. Dönüşüm, ancak kazanılan tecrübeler, çekilen ızdıraplar ve elde edilen farkındalıklardan sonra varlığın içsel olarak kendisini keşfetmesiyle sağlanır ve bunu özgür iradesiyle kendisinin talep etmesi gerekir. Uyanma süreci herkes için farklı gelişen, subjektif ve kişinin yalnızca kendi içine dönerek geçirebileceği bir süreçtir. Bilge insan, diğer bir varlığın realitesini anlayıp ona saygı gösterebilen insandır. Her varlığın tanrısal özü farklı karakterdedir, dolayısıyla izleyeceği yol ve tesir kaynaklarına vereceği tepkiler ve bunların süreleri de farklı olacaktır. "Ben uyandım, bakalım siz ne zaman uyanacaksınız?" "Ben bu bilgilere hakim oldum, ya siz bunları anlayabilir misiniz?" "Si...

KUTUPLAŞMA

Korku ve endişe frekansından yayın yapan, kaostan beslenen uyarı ve bilgi kaynaklarını iyi analiz edebilmeli, korkmamız gereken tek şeyin özgür irademizin gasp edilmesi olduğunun farkına varabilmeliyiz. İçerisinde bulunduğumuz üçüncü yoğunluk derecesi, kutuplaşma tercihinin yapıldığı tekamül düzeyidir. Pozitif kutuplaşma, özgür iradesi ile hareket eden varlığın, Bir olan Yaratan'dan, evrenden ve farklı bir yansıması olan diğer varlıklardan ayrı olmadığı anlayışına dayanır. Negatif kutuplaşma ise özgür iradeyi hiçe sayan ve kendine hizmeti Yaratan'a hizmet olarak gören, varlıkları kontrol ve himaye altında bulundurmayı amaçlayan benmerkezci anlayışı benimser. İdrakli olmak, bilerek yaşamanın gereğidir. Bilerek yaşamak ise özgür irade sahibi olan varlığın, Sonsuz Yaratan'ı arama yolculuğunda, pozitif yönde kutuplaşabilmesinin en temel adımıdır. İkilik dünyası, varoluşu birbirine zıt öğelerle içinde barındırır. Her ne kadar Sonsuz Yaratan'ın katında kutuplaşma olmasa da, b...

KADER PLANI

Her enkarnasyon öncesi, biz henüz spatyom yani ahiret aşamasındayken evrim ihtiyacımız ile doğru orantılı olarak yüksek benliğimizin, ihtiyaç halinde rehber varlıkların desteğiyle oluşturduğu yaşam kurgusudur. Mesleğimiz, cinsiyetimiz, kullanacağımız bedenin yapısı, içine doğacağımız aile, millet, yaşam şartlarımız vb. gibi türlü unsurlar bu şuur düzeyinde, en verimli tekamül sürecini geçirmemiz için titizlikle belirlenir. Tüm bu şartlar geçicidir, görecelidir ve her yaşamda değişkenlik gösterir. Yapılan planlama, gidilecek güzergahın sınırlarını, yapısını ve rotasını belirler. Yaşamın özü, bu yolculuk esnasında geçilecek istasyonları amaç edinmekten öte gidilecek olan bu yolu her anıyla dolu dolu yaşamaktan, yolda kalarak gözlem yapmaktan ve içimizdeki tanrısallığı deneysel süreçler geçirerek keşfetmekten geçer. Kaderimizin belli olması, ne yaşayacağımızın belli olduğu anlamına gelmez. Gideceğimiz güzergah, uğrayacağımız istasyonlar ve üzerimizdeki giysiler genel hatlarıyla bellidir a...